Yakın çevreniz oyunculuğunuzu nasıl buluyor?
Baştan herkes daha çok tavsiyede bulunuyordu. Artık her bölümden sonra insanlar arayıp ’Fulya, iyi misin?’ deme ihtiyacı hissediyorlar. Halalarım ağlayarak arıyor. Hele hapishaneye girme sahnesinden sonra büyük halam ’yavrum, nasılsın? Çok kötüyüm burada.!’ diye hüngür hüngür ağladı.
Anneniz rahatsızlandığı gün seçmelere gitmişsiniz..
Daha ağırını yaşadım. İki Aile’e oynamaya başladığım ilk gün annem kalp krizi geçirdi, onu yoğun bakıma bıraktım. Nasıl gittiğimi hiç hatırlamıyorum, oradan da çekime gittim. Korkunçtu. Daha kahvaltı yapmamıştım, saat 3-4 oldu ve enerjik bir kızı oynamak zorunda kaldım. Oynadım, oynadım, oynadım, ’paydos’ dediler ağlamaya başladım.
İnsanlar televizyonda izlediklerine inanıyor değil mi?
Tecavüz sahneleri daha yeni çekildiğinde bir teyze durdurdu beni yolda. Sana çok üzülüyorum kızım ama her şey düzelecek dedi.
Dizi bir yarayı işliyor...
Hapishanelerden mektuplar yağmaya başladı bana. Hediye gönderiyorlar. İçime çok dokunan bir şey. Bu rolü oynamadan önce çok düşündüm, ya yanlış yansıtırsam diye. Çünkü çok önemli bir konu, taciz. Ya eksik yansıtırsam ne olur? İnsanlar kat be kat fazlasını yaşıyor. Sanki kolay bir şey yaşıyorlarmış gibi gösterirsem diye çok korktum. Demek ki hissettiklerini bir nebze olsun dile getirmişim ki ’Beni biraz anlamışsındır’diye mektuplar gelmeye başladı taciz cinayeti işleyen insanlardan. Çekim yaptığımız okula faks göndermiş mesela birisi. ’Beni bir nebze anlamışsındır diye düşünüyorum. Silaha hayır’yazmış. Sonunda da Kapalı E Tipi Cezaevi Gümüşhane yazıyordu. O kadar içime dokundu ki ağlamak üzereydim.