Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


      Hoşgeldiniz :
En son ziyaretiniz : Perş. Ocak 01, 1970
Mesaj Sayınız : 0

 
AnasayfaAnasayfa  genelgenel  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  
Küçük kadınlar fan sitesine hoş geldiniz..

 

 ali il özge borak röportajı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Tuba
Admin
Admin
Tuba


Mesaj Sayısı : 376
Kayıt tarihi : 06/03/10

ali il özge borak röportajı Empty
MesajKonu: ali il özge borak röportajı   ali il özge borak röportajı EmptySalı Nis. 13, 2010 1:50 pm

ali il özge borak röportajı 3395
Küçük Kadınları ikinci yılında ilgiyle izleniyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Özge Borak: Diziye ikinci yılında girdim. Başarısının farkında olduğum bir işti. İkinci yılında bana teklif gelince sevindim ve böyle bir işin içerisinde olmaktan dolayı da çok memnunum. Neden ilgiyle izleniyor diye sorarsanız; Ülkemizde dram çok fazla izleniyor. İnsanlar kendinden daha fazla acı çeken birilerini gördüğünde, sanırım şükretmeyi seviyorlar. Sanırım bu sebepten dolayı seviliyor. Seyirci karmaşık olaylar örgüsünden hoşlanıyor. Enterasan şeyleri ve entrikayı seviyor.

Küçük Kadınlara ikinci yılında girdiniz. Peki bir diziye sonradan girmek bir oyuncu için avantaj mı dezavantaj mı?

Ö.B: Aslında oturmuş bir işe sonradan dahil olmak çok riskli bir durum. O işten biri ayrılmış olsa da olmasa da tutmuş bir işe girmek risk. Çünkü kendini kabul ettirmek zor. Seyirci oradaki karakterlere alışıyor ve onları benimsiyor. Sonradan işin içine dahil olmak riskli olabiliyor. Bazen kabuledemeyebiliyor. Bu işte öyle olmadı. Kendi adıma konuşmam gerekirse, insanlar beğeniyle izlemeye devam ettiklerini söylediler. Bu da beni sevindiriyor.

Eylül karakterine gelirsek... Kararlı güçlü bir karakter...

Ö.B: Ama aynı zamanda büyük zaafları olan bu zaaflarını örtebilmek için agresifliğini ön plana çıkaran, duygusal değilmiş gibi davranıp aslında çok da duygusal olan bir karakter.

EYLÜL'ÜN KARARLILIĞI BANA BENZİYOR

Size ne kadar yakın, ne kadar uzak?

Ö.B:Aslında bu hep sorulan sorudur. Şimdiye kadar her oynadığım rolün içerisinde benden de bir parça vardır. Ama benimle hiç alakası olmayan şeyler de vardır. Şu tarafı benziyor ya da bu tarafı benziyor diye ayırmak bana doğru gelmiyor.

Eylül'ün şu tarafı bana çok benziyor dediğiniz oluyor mu?

Ö.B:Kararlı tavrı benziyor diyebilirim.

Dizi artık Star TV ekranlarında izleyiciyle buluşacak. Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Ö.B:Yeni bir kanala geçmek ilginç oldu benim için. Ama bu durumun daha da iyi olabiliceğini düşünüyorum. Önümüzdeki sezon da devam edebilme ihtimalimizin yüksek olduğunu düşünüyorum. Umarım tahmin ettiğimiz gibi olur ve seyircimiz katlanarak artar.

Peki çekimleriniz nasıl gidiyor? Sette ortamınız nasıl?

Ö.B:Sette ortamımız çok güzel ve keyifli. Ali ile beraber çok zaman geçiriyoruz. Ben sonradan dahil olmama rağmen çok keyifle çalıştığım bir iş. Zaman zaman çok güldüğümüz anlarımız da oluyor. Genç bir kadro. Yaşamaktan keyif aldığım anlar aslında. Kamera önü ve arkasıyla çok uyumlu bir ekip.

Sette en iyi anlaştığınız oyuncular kimler ve neden?

Ö.B:Ali benim çok eski arkadaşım. Zaten okuldan arkadaşım. Öncelikle onun adını söylerim. Sonra kızlar geliyor.

Şimdiye kadar en çok zorlandığınız sahne hangisi?

Ö.B: Zorlandığım an çok fazla olmadı. Sadece saat 2'den akşamüzeri 5'e kadar Anadolu Hisarı'nın arka sokaklarında koşma-kovalamaca çektik. Ali ile beraber bayağı yorulmuştuk. Onun dışında çok zorlayan bir sahne olmadı.

Diziyi izlerken siz neler hissediyorsunuz? Çünkü genelde çok ağlattığı ve bu 'kadar da olmaz 'tarzında yorumlar var...

Ö.B: Her iki yorumu yapan kişiler de diziyi izleyen kişiler. İzlemeyen kişiler abarttılar yorumu yapamaz. Aynı zamanda bir memnuniyet de söz konusu. Ben çok izleme fırsatı bulamıyorum çekimlerden dolayı. Ama izlediğim zamanlarda çok fazla olaylar karakterlerin başlarına geldiği için insanların yüreklerinin bu kadar şişmesini normal karşılıyorum. Bende bazen bu yürek şişmesini yaşıyorum.

Eylül'e izleyicilerden nasıl tepkiler geliyor?

Ö.B:Öyle bir çizgide duruyor ki; Hulusi'yle olan durumlardan dolayı nefret etmek istiyorlar edemiyorlar. Sevelim diyorlar sevemiyorlar. Tam sevelim derken agresif tavırlar sergiliyor. Aslında bu durum benim çok hoşuma gidiyor. Sevsem mi sevmesem mi durumu beni mutlu ediyor. Aslında seyirciyi şaşırtan bir karakter olduğunu düşünüyorum.

Ihlamurlar Altında Arap ülkelerinde çok seviliyor... Orada oynayanların neredeyse hepsi Arap ülkelerinden reklam ya da film teklifleri aldılar. Sizin Arap ülkeleriyle ilgili planlarınız var mı? Teklifler aldınız mı?

Ö.B:Biz de görüştük aslında. Çağırdıklarında gidemedim. Fakat kendileri gelip röportaj yaptılar. Orada beni şaşırtan bir şey söylediler. 'Siz dizide öldüğünüz zaman Dubai'de yas evi açıldı neler hissediyorsunuz' dediler. Ne yapıyorlar bu yas evinde' dedim. İçeri girenlere acı kahve ikram ediyorlarmış. Ben sadece bizim ülkemizde abartarak dizi izleyenlerin olduğunu düşünüyordum. Ama bizden de fanatik olan ülkeler varmış onu öğrendim. Arap ülkeleri Türk dizileri konusunda çok fanatik. Dizilerle beraber çok fazla turist akını olmaya başladı zaten. Ben yolda karşılaştığımda ufacık çocuktan, en yaşlısına çok güzel tepkiler alıyoruz. Hatta röportaja gelenler Arap ülkelerine gelirseniz yolda yürüyemezsiniz demişlerdi. Bu durum bana enterasan gelmişti.

Teklifler geldi mi?

Ö.B:Yüzeysel olarak konuştuk ama henüz hayata geçmedi. Çünkü ben oraya gidemedim.

Rol aldığınız Eyvah Eyvah filmi bir milyonu geçti... Neler hissediyorsunuz?

Ö.B:Çok samimi bir senaryo olduğu için çok sevildi. Filmi aynı gün içerisinde iki defa izleyenlerin olduğunu duyuyorum. Bunu tamamen senaryonun samimiyetine bağlıyorum. Durum ve kişi komedisi olduğu için insanları çok güldürdüğünü düşünüyorum. En büyük etkenlerden biri budur bence. Sonrasında Ata Demirer ve Demet Akbağ müthişler...

Yeni sinema filmi var mı?

Ö.B: Şimdilik kesinleşen yok. Önümüzdeki yaz sezonunda olabilir.

Hayalinizde nasıl bir rol var?

Ö.B: Şudur diyebileceğim bir şey yok. Ama birbirinden farklı şeyleri oynamayı tercih ediyorum. Yani uç noktalarda bir karakter gelse enteresan olabilir.

Son dönemde en çok tartışılan konulardan biri de dizilerin 90 dakikalık süreleri... Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Ö.B:Bir tüketim içerisinde olduğumuzu ve bunun artık sömürülerek tüketmeye geldiğini düşünüyorum. Yurtdışında baktığınız zaman, yılda en çok dizi çeken ülkelerden biri biziz. Başarı kaygısı olmadan bir şey. Biraz özenle ve başarı kaygısıyla yapılırsa daha kaliteli işler yapılabilir. Sayıları da azalabilir. Boşa giden emekler olmaz. 90 dakika her hafta bir televizyon filmi demek. Biz herhafta bir televizyon filmi çekmek zorunda kalmayız. Dersler bile 40 dakika. İnsanların algılama süresi vardır. İnsanlar kopuyor ve bir süre sonra aynı şeyleri tekrar ediyorsunuz. 90 dakikanın seyirciyi de yormakdan bir şey olmadığını düşünüyorum.

Dizilerdeki öpüşme ve sevişme sahnelerinin bu kadar çok kullanılmasını siz nasıl değerlendiriyorsunuz. Çocukların zihinsel ve ruhsal gelişimini engelleyici bir abartı söz konusu mu?

Ö.B: Bunu sadece sevişme ve öpüşme sahneleri olarak adlandırmak yanlış olur bence. Şiddetin de olduğu sahneler çok. Herşeyin dozunda yapılması gerektiğini düşünüyorum. Hiçbir şey için bunu kaldırın yapılmasın demiyorum. Herşeyin gösterilmesini ama herşeyin de bir dozunun olduğunu düşündüğüm için bazen çizgi aşılabiliyor. Ama asla bunların kaldırılması gerektiğini düşünmüyorum.

Eşiniz Bülent Şakrak'da oyuncu... iki oyuncunun bir evi paylaşması zor olmuyor mu?

Ö.B:Biz de zor olmuyor. Galiba o egomuzu kendimize kullanmayı başarabilen bir çiftiz. Hırs Bülent'de de ben de de muhakkak var. Biz hırsımızı kendimize yönelik kullanan insanlarız. Hırsın olması gerektiğini düşünen insanlarız. Hırs başarıyı getirir çünkü. Bir eleştiri geldiği zaman samimiyetle dinleyip uygulayabiliyoruz. Bundan dolayı çok sorun yaşamıyoruz.

Birbirinizi eleştirir misiniz?

Ö.B:Tabiki... Yanyana olduğumuz için birbirimizi ilk biz eleştiriyoruz. Ders gibi oluyor hatta bu durum. Birbirimizi eleştirmek birbirimizi geliştirmek adına çok faydalı oluyor.

Arkadaş çevreniz sadece oyunculardan mı oluşuyor? Yoksa başka sektörlerden mi?

Ö.B:Çok geniş bir arkadaş çevrem var. Her sektörden arkadaşlarım var.

Sanatçı bir aileden geliyorsunuz... Ailenizle ortak bir proje var mı?
Ö.B:Keşke olsa...Hepsi baledeler. Bu söylediğiniz olursa çok güzel olur. Sonuçta onlar dans ediyor. Biz de tiyatro yapıyoruz. Bir müzikal olsa çok güzel olur.

Eşinizle bir proje de oynayacak mısınız?

Ö.B:Eyvah Eyvah'da karşılıklı oynamıyoruz ama Bülent'de var. Birbirimizle karşılıklı oynadığımız işler de oldu. Eşref Saati'nde karşılıklı oynuyorduk. Bundan sonra da neden olmasın.

Oyunculukla ilgili nasıl bir kariyer planı çizdiniz?

Ö.B:Şudur diyebileceğim bir şey yok. Daha en başında bu işe başladığım zaman küçük adımlar atmayı hedeflemiştim. Çünkü adımları ne kadar büyütürsem koşmak zorunda kalıp sonra da çok yorulup tepeden düşebileceğimi düşündüğüm için hep küçük adımlar attım. Baktığımız zaman uzun zamandır televizyon sektörü içerisinde yer alıyorum. İyiki de öyle yapmışım diyorum. Yeni yeni insanlar ismen tanımaya başladı. Hala bilmeyen insanlarda var. Yavaş ve sağlam adım atmanın keyfini sürüyorum.

Oyunculukta kurallarınız var mı?

Ö.B: Herşeyin olması gerektiğinin ama her şeyin sınırının olduğunu düşünüyorum.

Küçük kadınların bu kadar sevilmesini neye bağlıyorsunuz?

Ali İl: Senaryosunun iyi yazılmasına ve insanların dizide yaşananlarla empati kurmasına bağlıyorum. Dizide yaşananlar onlara çok tanıdık geldiği için, günlük hayatın içerisinde acı da olsa başa gelebilecek olaylar olduğu için kendileriyle özdeşleştiriyorlar.

Dizideki hangi unsurlar Türk halkına yakın gelmiştir?

A.İ:Acı... Dramatik öğeler diziye izleyiciyi bağlıyor. Karakterlerin daha nerelere gideceğini, nelerin başına geleceğini merak ediyorlar ve izlemeye devam ediyorlar.

Projeye başlarken bu kadar uzun soluklu olacağını tahmin ediyor muydunuz?

A.İ:İlk başlarken bilmiyordum. Yaz projesi diye başladık. Ama başladıktan kısa bir süre sonra uzun soluklu bir işe başladığımızı anladık.

Dizi Star TV'ye geçti...

A.İeğişiklik iyidir. Hepimiz için iyi olacağına inanıyorum. Hayırlısı olsun.

Ihlamurlar Altında'da kız kardeşine aşık olduğunuz Özge Borak'la şimdi partnersiniz.. Özge nasıl bir partner?

A.İ:Özge zaten okuldan arkadaşım. Enerjisi ve neşesiyle cok iyi bir partner. Beraber çalışması son derece rahat biri. Çok keyifli biri.

Bu proje ile beraber izleyiciler sizi tanımaya başladı... Nasıl tepkiler alıyorsunuz?

A.İ:Kıyamam, çok üzülüyoruz biz sana diyorlar. Çok seviyorlar. Efendi bulduklarını söylüyorlar. Küçük Kadınlar'ı sürekli koruyan kollayan bir ağabey konumunda bir karakter olduğu için çok seviyorlar.

En beğenilen genç kuşak oyuncuları arasında adınız geçiyor. Şöhret sizin için ne ifade ediyor?

A.İ:Şöhretin benim için tek anlamı yük. Oyunculuğun çok güzel tarafları olduğunu düşünüyorum. Ama şöhretin oyunculuğun negatif taraflarından biri olduğunu düşünüyorum. Şöhret bence bir insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden biri. İnsanın hayatını rutininden çıkaran bir şey. Ama onun da keyifli yanları var tabiki. Uzun vadede rahatsız edici bir durum alabilen bir şey. Kısa vadede çekici bir şey gibi gözükse de işin cilvesi bu. Şu anda çok kenarından bu duyguyu tadıyoruz. Bakalım ileride ne gösterecek.

Çok ciddi bir hayran kitleniz oluştu. Kızlarla aranız nasıl?

A.İ: Öyle mi... Beğendiklerini ve izlediklerini söylüyorlar. Ama karakterle ilgili bir durum. Çok üstüme alınmıyorum.

Sokak da şaşırtan durumlarla karşılaşıyor musunuz?

A.İ: İnsanların çeşitli tepkileri oluyor. Ben onların şaşırmalarına şaşırıyorum.(gülüyor) Bazen sokakta yürürken unutuyorsun her şeyi. Koluna giren, sevgisini gösteren oluyor. Çok güzel tepkiler veriyorlar.

Canlandırdığınız karakteri siz nasıl tanımlıyorsunuz?

A.İ: Utangaç, sağduyulu, utangaç, saddık, duygularından ve kendinden emin olan ama duygularını ifade etmekte zorluklar yaşayan bir karakter. Sevdiklerine ve çevresindekilerine duyarlı efendi bir karakter.

Benzeyen taraflarınız var mı?

A.İ:Benim de utangaç taraflarım var. Bende sakın bir mizaca sahibim. Çok uç noktalarım yoktur.

Çekimleriniz nasıl gidiyor?

A.İ:Geçen yıl daha yoğundu bu yıl biraz daha iyi. Haftanın 3-4 günü setteyiz zaten.

Setin dışında neler yapıyorsunuz?

A.İ: Aşk Sözleri diye bir tiyatro oyunum var. Onun turneleri devam ediyor. Yaprak Dökümü'nden de tanıdığınız Deniz Çakır, Eren Balkan, Kemal Kocatürk, Erkan Pekbay ile beraber hazırladığımız bir oyun. Bu aralar çok yoğun bir turne trafiğimiz var. Geri kalan zamanlarda da setteyim zaten.

Genç bir oyuncu kadrosuyla çalışıyorsunuz. Bunun avantajları neler?

A.İ:Yıldız isimlerle ve ağır isimlerle çalışıyor olsaydık, onların profesyonelliklerinin yanında ağır basan egoları da olabilirdi. Gençlerin enerjisi projeye yansıyor. Ben elimden geldiği sürece Ahmet Levendoğlu hocamızdan bir şeyler öğrenmeye çalışıyoruz. Herkes elinden geldiği kadar kendini geliştirmeye çalışıyor.

Mesleğinizle ilgili nasıl hayalleriniz var?

A.İ:Mesleğimle ilgili öyle net planım yok. Yapabildiğim kadar daha iyisini yapmaya çalışıyorum. Kendimle rekabet halindeyim. Kendimi ileriye götürmeye çalışıyorum. Tabiki önüme çıkan fırsatları da iyi değerlendirmeye çalışacağım.

Kendi kuşağınızdan en çok beğendiğiniz oyuncular kimler ve neden?

A.İ: Özge Borak, Deniz Çakır, Onur Ünsal, İsmail Hacıoğlu, İlker Aksum'u çok beğeniyorum. Çok fazla isim var.

Kalbiniz boş mu dolu mu?

A.İ:Dolu... 3 yıldır devam eden bir ilişkim var.

Kolay aşık olan biri misiniz? Aşk için neleri göze alırdınız?

A.İ:Hiç kolay aşık olabilen bir adam değilim. Aşk bir insanın hayatında olması gereken önemli bir şey. Ama fedakar bir aşığım.

Son dönem filmlerinden hangi filmleri beğendiniz?

A.İ: Vavien'i çok beğendim. Eyvah Eyvah'ı çok beğendim. Recep İvedik 3 'ü iki defa izledim. Çok gülüyorum. Oscar'a aday olan bütün filmleri izlemeye çalışıyorum.

Recep İvedik son dönemde en çok konuşulan filmlerden biri sende iki defa izlediğini söylediniz. Genelde izleyenler bile 'izlemedim' diyebiliyor bu filmle ilgili...

A.İ: İzledim ama yalan mı söyleyeyim. Çok eğleniyorum. Eğlenmek için izlediğim bir film.

Siz nasıl filmlerle izleyinin karşısına çıkmayı istiyorsunuz?

A.İ: Sanatsal yönü ağır basan, kalıcılığı olan, iyi yazılmış bir senaryo olabilir. Komediye özlemim var bu aralar. İyi bir komedi olabilir. İyi oyuncularla, iyi senaryolarla olmak isterim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://kucukkadinlar.fanbb.net
Tuba
Admin
Admin
Tuba


Mesaj Sayısı : 376
Kayıt tarihi : 06/03/10

ali il özge borak röportajı Empty
MesajKonu: Geri: ali il özge borak röportajı   ali il özge borak röportajı EmptySalı Nis. 13, 2010 1:51 pm

ali il özge borak röportajı 3410
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://kucukkadinlar.fanbb.net
 
ali il özge borak röportajı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Özge Borak Resimleri
» Küçük Kadınlar'ın Eylül'ü Özge Borak Şakrak, Türk seyircisinin ekranın karşısına ağlamak için oturduğu görüşünde...
» Ali il röportajı
» SEVENTEEEN RÖPORTAJI
» Ali il röportajı yenii

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Küçük kadınlar dizisi genel :: Küçük Kadınlar Dizisi Genel :: Küçük kadınlar haberleri-
Buraya geçin: