...
Dizi teklifini nasıl aldınız?
Oyundan çıkarken “Komedi Dükkanı”nın yapımcısı ve yönetmeni Fırat Bey beni yanına çağırdı. Görüşmeye gittiğimde fark ettim ki, beni oyuncu sanıyorlar. “Oyuncusunuz değil mi?” dediler, “Hayır” dedim. “Bu işi yapmak ister misiniz?” dediler, “Neden olmasın” dedim, ama hiç de şaşırmadım. Sinan Çetin’le tanıştım. Çok rahattım. Hiçbir şeyi yadırgamadım. Heyecan yoktu. O gün bana, “İstersen burada hemen eğitime başla” dediler. Sınıfa indim ve Ayla Algan’ın dersine katıldım. Oraya aittim. Ben yeniliklere çok çabuk adapte oluyorum. “Şans” diye buna denir işte... Herkesin başına gelmez bu... Çok enteresan bir olay. Torpil yok, tamamen şans...
‘OYUNCU PSİKOLOĞU OLMAK İSTİYORUM’
İleride asıl mesleğiniz hangisi olacak, psikologluk mu, yoksa oyunculuk mu?
Asıl mesleğim psikoloji. Oyunculuk şimdi devam ediyor ama geleceği kestiremem. “Küçük Kadınlar”da oynadığım rol çok sevildi. İnsanlar yavaş yavaş beni tanıyor. Oyunculuk beni cezbediyor ama psikolojinin yeri bende farklı... Elimden geldiğince her ikisini de birlikte götürmeye çalışacağım. Daha 21 yaşındayım ve enerjimin en yüksek olduğu bir dönemdeyim.
Okul bittikten sonra bir ofis kurup, başvuranlara psikolojik destek verecek misiniz?
Türkiye’de psikoloji eğitimi aldıktan sonra muayenehane açamıyorsunuz, yüksek lisans yapmam lazım bunun için Ön Lisansımı yurt dışında yapmak istiyorum ama oyunculuk yaparken bunu gerçekleştirebilmem çok zor. Oyunculuğa ara vermem lazım, bu da benim için zaman kaybı demek. Türkiye’de yapmaya kalksam, iki işe de yetebilir miyim, bilmiyorum ama ileriki zamanlarda yüksek eğitimimi de tamamlayıp psikolog olarak muayenehane açmak istiyorum tabii...
Aslında ben oyuncu psikoloğu olmak istiyorum. Oyuncuların psikolojileri çok bozuk, onların psikoloğa ihtiyaçları çok fazla... Bu işi bildiğim için şimdi neler yaşadıklarını daha iyi anlıyorum.
Aileniz sizi bu konuda destekliyor mu?
İkiz kardeşlerim var. Biri kız diğeri erkek... 17 yaşındalar. Annem babam da çok genç. Annem 39, babam 49 yaşında... Ailecek arkadaş gibiyiz. Onlar her zaman arkamdalar. Onlar olmasa bu kadar kolay karar veremezdim zaten.
PLATONiK ASK YASAYAMAM
Güzel bir kızsınız, çevrenizdeki insanların ilgisine alışık mısınız?
Evet, ilkokuldan beri herkes benim etrafımdaydı. Aslında o yaştaki bir çocuk için hiç güzel bir şey değil. Eve gelip ağladığımı bile biliyorum. Çocukluğunuzu yaşayamıyorsunuz. Herkesin gözü sizin üzerinizde oluyor. Hiçbir şey yapmasanız da çocuk güzelliğiniz var.
Hayranlarınız da fazladır?
Benim, bilip bilmediğim bir sürü erkek vardı etrafımda... Aşk mektupları yazarlardı. İçinde "Seni Seviyorum" yazardı.
Hiç platonik bir aşk yaşadınız mı?
16 yaşındaydım. İlk aşkım platonikti, benden dört yaş büyüktü. O bana açıldı sonradan, bu kez gerçekten aşık oldum. Bir daha da platonik aşk yaşayamam. Çünkü, içi dışı bir insanım. Bir aşk ya olmalı ya da olmamalı. Muallak da kalmamalı